Dış Ticarette Yaşanan Ödeme Gecikmeleri İhracatçıları Zorluyor

2020 ve 2021 yıllarında dünya çapında etkili olan Covid-19 pandemisi, sağlık alanındaki etkilerinin yanı sıra çok ciddi ekonomik sorunlara da yol açmıştır.

Bu süreçte uygulanan sokağa çıkma ve seyahat yasakları esnasında birçok sektör atıl duruma gelmiştir.

Hükümetler, pandemi yasaklarından etkilenen hane halkını ve üreticileri desteklemek için gevşek para politikaları uygulamaya başlamış; merkez bankaları para basmış ve faizler olabildiğince düşürülmüş, hatta pek çok ülke vatandaşlarına karşılıksız para dağıtmıştır. (helicopter money, Türkçe karşılık bulmak gerekirse havadan para)

Uygulanan aşılama programlarının etkisi ve salgının ulaşabileceği limite yaklaşması sonucunda 2021 yılının ikinci yarısından itibaren Covid-19 yasakları esnetilmeye ve nihayetinde kaldırılmaya başlanmıştır.

Covid-19 salgınının gündemden düşmesi ile dünya bu sefer de ekonomik bir açmazın içine sürüklenmiştir. Uygulanan gevşek para politikalarının ve tedarik zincirlerinin bozulmasının etkisi olarak ülkeler enflasyonist baskının altına girmişlerdir.

ABD’de Yükselen Enflasyon ve Faiz Artışları

Uluslararası ticaretin temel para birimi olan ABD doları da söz konusu enflasyonist çalkantıdan nasibini almıştır.

2021 yılının Mart ayında artmaya başlayan ABD enflasyon verisi, 2022 yılının Haziran ayında %9,1’e ulaşarak son 20 yılın en yüksek seviyesini görmüştür.

ABD, yıllık bazda tüketici fiyat artışları. 2021 yılının Mart ayında artmaya başlayan ABD TÜFE 2022 yılının Haziran ayında son 20 yılın en yüksek seviyesini görmüştür. (Kaynak: https://www.bls.gov/cpi)

Amerikan Merkez Bankası enflasyondaki bu ani artışla baş edebilmek için Mart 2022 itibari ile hızlı bir faiz artış döngüsüne girmiştir. Mart 2022 başlarında %0,25 baz puan olan faizi sadece bir yıl içerisinde %5’e çıkarmıştır.

FED faiz oranı. FED gösterge niteliğindeki bankalar arası piyasada borçlanma faiz oranını Mart 2022 ile Mart 2023 arasında %0,25’ten %5’e çıkarmıştır.

FED’in faizi kısa sayılabilecek bir zaman diliminde %0,25’ten %5’e çıkarması pek çok gelişmekte olan ülke merkez bankasını zor durumda bırakmıştır.

Yükselen ABD faizlerinden faydalanmak isteyen yatırımcılar rotalarını ABD’ye çevirmiştir. Bu süreç gelişmekte olan ülkelerin dolar rezervlerini ciddi derecede aşındırmıştır.

Öyle ki bazı ülkeler ithalat ödemelerini yapmakta zorlanmaya başlamıştır.

Halihazırda devam etmekte olan bu süreçte en çok etkilenen ülkeleri sizler için derledik.

Bangladeş:

Bangladeş sermaye kontrolleri uygulayan bir ülkedir. Bangladeş uzun yıllardır tüm ithalatını akreditif ile yapmaktadır. Buna rağmen ülke 2022 sonunda ithalat ödemelerini yapacak düzeyde dolar bulamamaya başlamıştır.

İthalatçı firmalar yerel para biriminden ödemelerini bankalara yapmış olmalarına rağmen, Bangladeş bankaları dolar bazında ithalat ödemelerini yapmakta zorlanmaktadır.

Ayrıca mevcut durumda Bangladeş bankaları dolar açığı nedeniyle yeni ithalat akreditifi açmakta zorluk çıkartmaktadır.

Bangladeş, IMF ile 4,7 milyar dolarlık bir borçlanma anlaşması imzalamıştır. Söz konusu anlaşma ile ülkenin kısa vadeli dolar açığının giderilmesi amaçlanmaktadır.

Bangladeş akreditif ödemelerinde 2-3 aylık gecikmeler yaşanabilmektedir.

Pakistan

2022 yılı itibari ile Pakistan şiddetli ekonomik kriz yaşamaya başlayan ülkelerden bir diğeridir. Pakistan’daki tüketici enflasyonu Mart 2023 itibari ile son 50 yılın en yüksek seviyesi olan %31,5’a yükselmiştir.

Ülke, IMF ile anlaşma yaparak yaşamış olduğu ekonomik ve döviz krizinden çıkmak istemektedir. Yazının yayınlandığı tarihte IMF ile Pakistan arasında bir anlaşmaya varılmamıştır.

2022 yılı içerisinde pek çok ürüne konulan ithalat kısıtlamaları, Mart 2023 itibari ile kaldırılmıştır.

Etiyopya

Etiyopya da tıpkı Bangladeş ve Pakistan gibi ithalata bağımlı ekonomiye sahip ülkelerden birisidir. Kronik olarak döviz dar boğazı yaşayan ülke 2022 yılı sonuna doğru yeniden döviz rezervlerinin kritik düzeye düşmesi sebebiyle ithalat kısıtlamasına gitmiştir.

Etiyopya da Bangladeş gibi ithalatlarında akreditifi zorunlu uygulayan ülkelerden birisidir. 2022 yılı itibari ile Etiyopya bankalarının ithalat ödemelerinde zorluklar yaşadıkları görülmektedir.

Etiyopya akreditif ödemelerinde büyük dalgalanmalar söz konusudur. Bazı ödemeler hızlıca düşmekte iken bazı ödemeler 3-4 aylık gecikmeler ile gelmektedir.

Mısır

2022 yılı içerisinde dış ticaret ödemelerini yapmakta zorlanmaya başlayan bir diğer ülke de Mısır olmuştur.

Mısır’ın milli gelirinin yaklaşık %15’ini karşılayan turizm sektörü, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaştan büyük yara almıştır, çünkü bu iki ülke Mısır turizm sektörünün başlıca müşterisi konumundaydılar.

Turizm sektöründen yeterli desteği alamayan Mısır ekonomisinin kronik döviz açığı sorunu 2022 itibari ile en yüksek noktaya çıkmış; ülke ithalat işlemlerini zorunlu olarak akreditife bağlamış ve pek çok ürünün ithalatına kısıtlamalar getirmiştir.

Her ne kadar 2022 sonuna doğru Mısır, ithalat işlemlerinde akreditif zorunluluğunu kaldırmış olsa da ülkenin ithalatlarında dolar açığı nedeniyle daralma sürmektedir. Mısır da IMF ile anlaşma yapmış ülkelerden bir diğeridir.

Lübnan:

Lübnan, Dubai’den önce Orta Doğu’nun Dubai’si olarak anılan bir ülkeyken, üst üste yaşamış olduğu çalkantılardan sonra dünyanın gördüğü en şiddetli ekonomik krizlerden birisiyle yüzleşmektedir.

Lübnan Lirası %95’e varan oranda değer kaybetmiş, ülkede memur maaşları 900 dolar civarından 50 dolara düşmüştür. Ülkede çok ciddi gıda, yakıt ve ilaç kıtlığı yaşanmakta, evlere elektrik günde 1-2 saat verilebilmektedir.

Tüm bu ekonomik krize rağmen, Lübnan 2022 yılı için artan bir ithalat verisi yayınlamıştır. 2020 yılında ise 11.31 milyar dolar, 2021 yılında 13.64 milyar dolar ithalat yapan ülke 2023 yılında ise 19.05 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmiştir.

Akreditifler, Lübnan’ın uluslararası ticaretinin yaklaşık %40’ını finanse etmektedir, dış ticaretin geri kalanı ise açık hesap veya peşin ödeme ile karşılanmaktadır.

Lübnan’ın yaşadığı ekonomik sorunlar dikkate alınarak bu ülke ile yapılan dış ticaret işlemlerinin özenle yürütülmesi gerekmektedir.

Arjantin:

2018 yılından beri ekonomik kriz yaşayan Arjantin’de enflasyon Nisan 2023 itibari ile %103 olarak açıklanmıştır. Bu veri on 30 yılın en yüksek enflasyon oranını göstermektedir.

IMF ile 2018 yılında tarihin en büyük kurtarma programlarından birisini imzalayan Arjantin şu ana kadar ekonomisini toparlayabilmiş değildir.

Öyle ki Arjantin’de resmi olarak açıklanan dolar kuru ile karaborsada alınıp-satılan dolar arasında %100 fark olduğu görülmektedir.

Arjantin, dış ödemeler dengesi krizi yaşadığı için 2022 yılında sıkı döviz kontrolleri uygulamaya başlamıştır ve bu kontroller her ay daha da sıkılaştırılmaktadır. İthalatçı firmaların dövize ulaşımının zorlaştırıldığı görülmektedir.

Sri Lanka:

Covid pandemisi ile başlayan ve Ukrayna Rusya savaşı ile devam eden süreçten en çok etkilenen ülkelerden birisi de Sri Lanka’dır.

2022’nin başlarında Sri Lanka, yakıt gibi temel ihtiyaçlarda kıtlık yaşamaya başlamıştır. Enflasyon oranı yıllık %50’ye yükselmiştir.

2022 yılının Nisan ayında başkent Kolombo’da protestolar başlamış ve ülke geneline yayılmıştır.

Sri Lanka, Mayıs 2022’de tarihinde ilk kez yabancı dış borcuna ait faiz ödemesini yapamamış ve ülke temerrüde düşmüştür.

Mart 2023 itibari ile IMF Sri Lanka için 3 milyar dolarlık bir kurtarma paketi onaylamıştır. Ülkenin, IMF paketine ek olarak; Dünya Bankası ve Asya Kalkınma Bankasın’dan 7 milyar dolarlık bir fon kullanması beklenmektedir.